Beş Soru, Beş Cevap yazı dizisi, yazdıkları basılmış, ya da televizyonlarımızda yer etmiş yazarlara ulaşıp sorduğumuz beş minik sorudan ve onların verdikleri cevaplardan oluşmakta. Bu yazarların ilki ise Daryl Gregory.
Daryl Gregory, Amerikalı bir bilim kurgu, fantezi ve çizgi roman yazarıdır. Türkçe olarak “Biz Gayet İyiyiz” adıyla bulunabilecek, Dünya Fantezi Ödülü ve Shirley Jackson Ödülünü kazanıp; Nebula, Locus ve Sturgeon ödüllerinde de finale kalmış We Are All Completely Fine isimli romanın yazarı olan Gregory’nin ödül kazanmış pek çok başka hikayesi de bulunmaktadır. Kendisi bunun yanı sıra, Lifeline: Flatline isimli kendi-hikayeni-seç tarzı oyunu da yazmıştır.
1 – Tek kelime bile yazmanızın mümkün olmadığını hissettiğiniz durumlarda kendinizi nasıl cesaretlendiriyorsunuz? Yoksa o anın geçmesini mi bekliyorsunuz?
Öğrendiğim bir şey: Asla o anın geçmesini bekleme. Oturmak, eğer yazabildiğim tek şey saçmalıksa onu yazmak; hikayeyle, hikayeyi neden yazmadığımla, ya da aklıma gelen ne varsa onunla ilgili kendimle konuşmak. Ama o belirlenmiş yazma süresi boyunca yazmak.
Belirlenmiş bir yazma süren olması gerektiğinden bahsettim mi? Gerekiyor.
2 – Yazma süreciyle ilişkilendirdiğiniz bir şarkı var mı, mesela hikayedeki belirli bir nokta için belirli bir şarkı? Eğer varsa, bizimle paylaşabilir misiniz?
Bazı hikayeler ve romanlar bir soundtrack’le geliyor, ama her eser için ayrı bir şarkı var. Örneğin yıllar önce “Şam” adında bir hikaye yazdım ve her yazma günü benim Johnny Cash’in Depeche Mode’un “Your Own Personal Jesus” versiyonunu dinlememle başladı.
3- Gece geç saatlerde yazmak mı yoksa gündüz yazmak mı?
Tam zamanlı bir işim varken gece yazıyordum. Şimdi yazmak tam zamanlı işim olduğu için işi gündüz yapıyorum ve genellikle öğlenden beşe kadar yazıyorum. Ama eğer geride kalmışsam daha erken başlıyorum.
4- Hikayeden önce karakteri mi yaratıyorsunuz, yoksa karakterden önce hikayeyi mi?
Beraber gidiyorlar. Bazen gözümün önünde bir karakter çakıyor — bu kişiyle ilgili bir görüntü ya da his. Ama hızlıca hikaye, karakterler hakkındaki düşüncelerimi yönlendiriyor. Çünkü hikayenin belli karakterlere ihtiyacı var, ve diğerlerine yok. Hikaye ve karakterler birlikte gelişiyor. Benim için hikayesi olmayan bir karakter yok. Bu onların yaşadıkları dünya, ve başkasının hikayesine yürüyüp geçemezler.
5- Genç yazarlara söylemek istediğiniz şeyler var mı?
Aldığım en iyi tavsiye “K.S.K.”’ydi. Açılımı “Kıçını Sandalyeye Koy”. Eğer yeterli zamanı vermezsen asla bir hikayeyi bitiremezsin.
Eklemek istediğim diğer şey ise Cat Rambo’nun söylediği bir şey: “Yazarlar yazan kişilerdir. Eğer sadece yazmak hakkında konuşur ama asla yazmazsan, ya da yazmak için daha fazla zaman beklersen, ya da daha kötüsü ilhamı veya ilham perini beklersen, o zaman bir yazar değilsin. Ama eğer hikayeler yazar ve onları bitirirsen — berbat olduklarını düşünsen bile ve editörler onları tekrar tekrar reddetse ve kimse yazar olduğunu düşünmese bile bir yazarsın — eğer devam edersen, kelime anlamıyla bir yazarsın. Tebrikler! Kimse seni kovamaz.”
<< Röportajın Orijinali İçin Okumaya Devam Ediniz >>
1- How do you encourage yourself to write in the moments where you feel like you cannot possibly write a single word? Or do you wait for that moment to pass?
One thing I’ve learned: Never wait for the moment to pass. Sit there. Type nonsense if that’s all I’ve got, talk to myself about the story, or why I’m not writing the story, or anything that comes in my head. But keep writing during that dedicated writing time.
Did I mention you have to have a dedicated writing time? You do.
2- Is there a song you associate with the writing process, for example a specific song for a specific break through in a story? If there is, would you mind telling us what it is?
4- Do you create the character before the story itself, or vice-versa?
İlk Yorumu Siz Yapın