Merhaba,
Baktık röportaj işleri sarkmış Erce’ye, el atalım dedik. Ve Nova ilk kime yanaşır, elbette Levi. Ben onu çok uzun zamandır tanıyorum * ergenliğini bilirim sıpanın * lol * ama siz de tanıyın istiyorum veee başlıyoruz!
Merhabalar Levi, Levi-chan, Portakal, Organik… Biz yıllardır tanışıyoruz RŞ dolayısıyla ama insanlar henüz senin muhteşemliğini bilmiyor. Onlara biraz Levi’ı anlatsana. Ne zaman başladı Levi yazmaya? Evden önce nerelerdeydi?
– Levi bundan yaklaşık 8 sene önce yazı yazmaya başladı, o zamandan beri de yazıyor. (Burada hikaye anlatıcılığına bağlamamak için birinci tekile döneceğim.) Evden önce Rüya Şehri’nde, kısa bir dönem de Mürekkep İzi’nde yazdım. Şimdi de buralardayım. Sen nerede ben orada 😀
Yerim seni. *ve profesyonellik buharlaşıp bu diyarı terk eder* Bunlara girmişken biraz da fandomlarından konuşalım. Haremini açmakta serbestsin.
-NO*haykırır*
Ona pek girmesek dfklkjd Rüya Şehri’nde yazdığım süre boyunca ilk yıllarda iflah olmaz bir emo kid olarak band hikayeleri yazıyordum. Daha sonra Supernatural fandomuna girmemle, adı üzerinde doğaüstü olayların ve Destiel ‘in ağırlıklı olduğu şeyler yazdım. Supernatural fandomundan kopmamla eve gelme zamanım da tam denk düşüyor aslında, bu yüzden evde ağırlıklı olarak anime fandomlarım var. Ona gelince de, okuduğum fandomların haddi hesabı olmamasına rağmen yazdığım fandomlar için şimdilik Free! ve Shingeki no Kyojin diyebilirim.
Free ve SnK dedin ama hareme girmedin *pouts*
Don’t even make me start. *starts anyway* Kendimi çok kaybetmeden çiftlerimi söyleyeyim o zaman hemencecik, Free’de shiplediğim bir ton insan olmasına rağmen şu an RinHaru yazıyorum, SouMako da yazmayı düşünüyorum ama yakın zamanda. Bilemedim. Eee, Shingeki no Kyojin’de bütün karakterleri yazmayı seviyorum, o yüzden genelde dahil edebildiğim kadar çok karakter dahil ediyorum, ama ana çiftim Ereri. Yan çiftler olarak bir JeanMarco dokunuşu olabiliyor.
Beta sorusu soracağım, hazır mısın?
-Yas.
Hiç betalık yaptın mı? *ha ha ha* Şu an aktif olarak kimlere yapıyorsun ve betan var mı? Memnun musun? *masum*
– HA HA HA. Yaptım. Yapıyorum. Seviyorum betalık yapmayı. Betamı da seviyorum. Daha önce Rüya Şehri’nde betalık yaptığım ve betam olan insanlar olmuştu, ama şu an sadece Novatardis’e betalık yapıyorum ve sadece Novatardis bana betalık yapıyor. Kendisine mızıklanarak insanların ciğerini sökmesini ve karakterlerini öldürmesini engelliyorum, öyle ki artık benim okuyamadığım bir şey olsa da karakterlerini ÖLDÜREMİYOR. Ve ben buna The Betalevi Effect diyorum *proud grin*. Onun benimle olan beta ilişkisine gelirsek, ilk aklıma gelen lafını esirgememesi. Cümlelerimi birbirine bağlayarak über uzun yazmayı severim mesela, o hemen araya girer “böl bunu levi” “okurken yoruldum” falan diye. Hatta ona kalsa daha da böler ama alıştı artık birazcık, tarzım öyle çünkü, bir cümlede yapılabilecek bir betimlemenin hiç kesilmeden uzun uzun bir paragraf doldurduğu oluyor, o da bunları okuyucu gözüyle daha mantıklı düzeylere çekebiliyor. Ya da eğer angst yazıyorsam, hissedilmesi gereken öfkenin yanında çok fazla karamsar ya da dibe vurmuş, ölmüş bir şey çıktığı oluyor, buralarda da kendisi “İÇİM SIKILDI ŞU AN” diye isyan ediyor, oraları cilalıyoruz. Esprilerime çok gülüyor, flufflarıma KYAAA’lıyor. Bunlar da beni itekliyor mesela. Fikirlerimi yükseltmek ve takıldığım yerde hayal gücüne at koşturarak yardıma gelmek konusunda da harikadır canım betam.
I love you! *iç sesini bastıramaz beta Nova röportajı böler* Ehem *su içer kyaa’sını bastırır* Pekii, Fandomlara değindik. Özgün eserlerinden bahsetmek istiyorum biraz çünkü sende bir Firuze var, okumayan kalmamalı. Neler yazıyorsun özgün olarak? Türlere göre anlatabilirsin ama Firuze için kısa da olsa ayrı bir değinmeni istiyorum.
Aslında yazdığım özgünleri pek yayınlamıyorum, genelde bana kalsın istiyorum. Yine de bahsedeyim, kesit hikayeleri olarak adlandırılan şeyleri yazıyorum. Bu şu demek, bana ilham veren herhangi bir durgun durumu ya da hayatın içinde benim dışımda belki kimse fark etmeden geçip giden birkaç saniyeyi alıp, bunun üzerinden bazen kişileştirmelerle ve tabii ki duygu anlatımlarıyla yürümeye çalışıyorum. Genelde çok karışık şeyler oluyor bunlar, o yüzden pek yayınlama gereği duymuyorum. Uzun hikaye olarak, mesela Firuze, çoğu zaman karakterlerin içinde bulunduğu durumu anlatmamı içeriyor. Ona değinirsem, Firuze tam anlamıyla bir kadın hikayesi, bir bekleyişin hikayesi, Sezen Aksu’nun Firuze şarkısı ve o şarkıdaki Firuze isimli kadın üzerine yazılmış bir hikaye. Benim böyle bir şarkıya ilham veren şeyin ne olabileceği üzerine yapılan kurgum. Herkesin bildiği, bir şekilde duyduğu, birinin başına gelen bir hikayeyi anlattım aslında. Özetle, Firuze evden bile çıkması hoş görülmeyen genç bir kız ve bir şekilde, pek çok kadın gibi, bir erkek tarafından (babası) ve o erkeğin Firuze üzerindeki tekelini sürdürmesine toplumun ataerkilliğini içselleştirerek olanak veren bir kadın tarafından (babaannesi), belki de tek hayali olan aşkı elinden alınıyor ve zorla evlendiriliyor. Hikayede de onun hislerini, bu durumun etkilerini, çok da belli etmeden anlatmaya çalıştım.
Evdeki etkinlikler hakkında ne düşünüyorsun? Yarışmalar, HEP, evin kedisi Keyword? Katılabildiğin oldu mu?
Aha işte suçlu olduğum bir soru 😀 Maalesef hayır, bilmem fark eden var mıdır, hani bence yoktur ama, evdeki etkinliklerin hiçbirine katılmadım şu ana kadar. Bunun Ev’le ya da etkinliklerle olan bir sorunla falan hiçbir alakası yok, tamamen benim kendi kişisel yaklaşımım. Normalde bu tür şeyler yazarlara şevk verir, prompt sağlar, ilham kaynağı olarak kullanılabilir ve belki kendilerini zorlayarak aşmalarına sebep olarak yazarın yazımına olumlu etki yapabilir. Benim için de tam tersi. Sadece evdeki etkinlikler için değil, genel anlamda biri bana bir konu ve şart verdiğinde, benim beynim kapanır. Bunun üzerine bir de etkinliklerdeki gibi deadline koyduğunuzda da, beyin kapanmasının üzerine bir de endişe yüklemesi başlıyor. Yazı yazmak benim için özgür olması gereken bir şey ve tamamen kişisel düşüncem olduğunu tekrar hatırlatarak, kendimi bu tür yarışma ya da etkinlik tarzı şeylerde özgür hissetmiyorum. I only write free! diyerek, umarım kendimi açıklayabilmişimdir diyorum.
Free! göndermeni görmedim sanma. *güler*
Haru’ya şu an kızgın olmasam i only swim free derdim ama kızgınım. aramız bozuk. aramıza köpekbalıkları girdi. *sousuke trash*
Yazmak dışında fandomlarda nasıl etkinsin? Neler yapıyorsun veya üretiyorsun mu demeliyim? *sırıtır*
Yazmak dışında, fan art çiziyorum, ehe. Genelde –tabii ki- manga tarzında oluyor. Hala kendimi geliştirmeye çalıştığım bir alan tabii ki, ama çizim yapmak benim için yazmaktan bile önde gelebiliyor bazen.
Peki çizimlerini görmek isteyen insanları nereye yönlendirelim?
Henüz yayınlamıyorum ama yayınlarsam haberin olur 😀
Seni bu kadar tuttum, umarım yemeğin pişmiştir umarım eğlenmişsindir çok sıkıcı bir – ee röportaj yapan insana ne diyorduk- ondan değilimdir işte. Çok teşekkür ederim vaktini ayırdığın için. Seni evde daha sık görmek dileğiyle. Bu resmi oldu tamam. Seni çok seviyorum Levi! Teşekkür ederim beybi kabul ettiğin için <3
aww ya aksine hiç sıkılmadım hatta cevaplarken çok eğlendim umarım asıl ben sıkıcı cevaplar verip insanları baymamışımdır.
ben teşekkür ederim i love you too <3
İlk Yorumu Siz Yapın